Yapay Zekânın Geleceği ve Türk Ulusunun Rolü

No Comments

Bizi bize bıraksalar, Türk milletinin çağları aşan aklı, yapay zekânın geleceğini insanlık hayrına şekillendirecek bir Hezarfen iradesiyle parlayacaktır.

Soru açıktır:

Bu teknolojik devrimin öncüsü mü olacağız, yoksa başkalarının gölgesinde mi kalacağız?

Yanıt, tarihimizin derinliklerinde, Harezmi’nin matematiğinde, Hezarfen’in kanatlarında, Bandırma Füze Okulu’nun cesaretinde saklıdır. Türk ulusu, her daim bilimin ve aklın öncüsü olmuştur; şimdi sıra, yapay zekâyı insanlığın hizmetine sunma vaktindedir.

Yüzyıllar boyunca, Türk alimleri bilimin her dalında iz bırakmıştır.

Cahit Arf’ın matematikteki dehası, Oktay Sinanoğlu’nun kimyaya katkıları, nice isimsiz kahramanın Pentagon’dan Silikon Vadisi’ne uzanan başarıları, tesadüf değil, bir “gen aktarımı”dır. Ancak, bu birikim, ne yazık ki, çoğu zaman başka topraklarda filizlenmiştir. Beyin göçü, bir ulusun en değerli hazinesini başkalarına armağan etmektir.

Nutuk’ta, Mustafa Kemal’in, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” diyerek işaret ettiği hakikat, bugün de geçerlidir: Bu egemenlik, sadece topraklarda değil, fikirlerimizde, bilimimizde, geleceğimizde de sağlanmalıdır.

Yapay zekâ, insanlığın yeni ufkudur. Ancak, bu ufuk, tek bir merkezden, bir Bellogna Ünv. anlaşması sarmalında yönetilirse, insanlık hayrına olma ihtimali şaibe yaratır. Türk ulusu, tarih boyunca, aklıyla evrensel bir denetleyici olmuştur. Bugün, yapay zekânın etik ve insani bir çerçevede gelişmesi için Türk bilim insanlarının öncülüğüne ihtiyaç vardır.

Peki, bu nasıl mümkün olacak?

Öncelikle, meclisimiz, Nutuk’un ruhuna uygun olarak, bilimi özendiren bir irade sergilemelidir.

Fikri mülkiyet yasaları, “milli fikir ve mülkiyet” yasası olarak güncellenmeli; bilim insanlarımızın fikir ve can güvenliği teminat altına alınmalıdır. Türkçemizin, yapay zekânın diline dönüşebilecek kadar çağdaş ve esnek olduğu gerçeği, bu yasalarla korunmalıdır.

Nutuk’ta, Atatürk, geçmişin hatalarından ders çıkararak geleceği inşa etme çağrısı yapmıştır. Bandırma Füze Okulu’nun kapatılması, bilim insanlarımızın yurtdışında engellerle karşılaşması, hepimizin yüreğini sızlatır. Ancak, bu hatalar, bir son değil, bir başlangıçtır. Türk ulusu, kendi deneyimlerinin sorumluluğunu alabilecek niteliktedir. Silikon Vadisi’nde, CERN’de, NASA’da parlayan Türk dehalar, ülkelerine dönmek istediklerinde, çağdaşları arasında hak ettikleri mevkiye ulaşmalıdır. Bu, bir sınıfsal duruş değil, bir medeniyet meselesidir.

“Bugün yapılan her şey, yarına hizmet eder” ilkesinde olmalıyız. Halkımız, tüketim toplumu algısından kurtarılmalı; yapay zekâ, yazılım ve bilim alanındaki çalışmalarımız, 7’den 77’ye herkesin ilgisine sunulmalıdır. Nutuk’un bize öğrettiği gibi, bir milletin kalkınması, sadece meclisin değil, sivil iradenin de eseridir. Film, oyun ve eğitim sektörlerimiz, gençlerimizi bu alana yönlendirecek projelerle dolup taşmalıdır. Türk ulusu, modern çağın insanlığa hizmet anlayışını başlatan millettir; bu anlayışı sürdürmek, hepimizin görevidir.

Netice olarak, yapay zekânın geleceği, Türk milletinin elinde bir Hezarfen kanadıdır.

Bu kanatlar, sadece bize değil, insanlığa yükselecektir. Meclisimiz, Nutuk’un vizyonuna uygun olarak, halkın yeteneklerini yücelten politikalar üretmelidir. Türk bilim insanları, bu devrimin denetleyicileri olmalıdır. Çünkü Türk ulusu, sadece kendine inanan, bağımsız birlik gücünü temsil eden örnek millettir. Ne istediğimiz ne olacağımızın gerçeğidir.

Tüm Hezarfen’lerimiz ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk anısına…

Blog hakkında

Müşterilerimizin birçok önemli alanda harika sonuçlar elde etmelerine yardımcı olmaya odaklanan bir dijital pazarlama şirketiyiz.

Ücretsiz teklif isteyin

Web sitelerinin, son derece rekabetçi anahtar kelimeler söz konusu olduğunda bile en üst sıralamalar için rekabet edebilmeleri amacıyla organik arama puanlarını önemli ölçüde artırmalarına yardımcı olan profesyonel SEO hizmetleri sunuyoruz.

Bültenimize abone olun!

Blogumuzdan daha fazlası

Tüm yazıları gör